Bu defa

"Hayalini kurduğun şeyi gerçekleştirmek için, küçük bir şeyi, sadece küçücük bir şeyi farklı yapsaydın o ne olurdu?" İnsanın içini gıcıklayan koçluk sorularından birisi...
Şimdiye kadar yaptıklarından "bu defa" farklı bir şey yapsan, ne yapıyor olurdun? Anneliğinde, babalığında, kadınlığında, çocukluğunda, yoldaşlığında, aşık oluşunda, heyecan duyuşunda, "hayır" deyişinde neyi farklı yapmak sana iyi gelirdi?...

Ebeveyn Koçluğu modülümüzde, dünya tatlısı bir anneyle birbirimize sorular sorduk. Bana dedi ki "hakkını aramasını bilsin" diyorsun sürekli, duyuyor musun kendini? Nedir bu hakkını aramak senin için? Konuşma sonrasında öyle yerlere geldi ki, gördüğümü ve görüldüğümü bu denli yoğun hissettiğim tüm anlarda olduğu gibi gözyaşlarım döküldü yanaklarımdan...  "Onun el bilekleri bunca yükü kaldıracak kadar güçlü değil" dedim. "Hangi yükü?" dedi güzel kadın...Benim kendime göre çok erken yaşta taşıdığım tüm yükleri, sen ablasın, sen yaparsın, sen çok güçlüsün, anne yarısısın denen tüm yükleri... 

Her işimi çok küçük yaşlardan itibaren kendim görmeyi, ve bunun kaçınılmaz sonucu olarak adam gibi yardım almayı becerememeyi...Ya da nerede bir sakatlık olsa bunu hep kendimden bilmeyi, ben neyi yanlış yaptım da bu oldu, her şeye yeten ben buna neden yetemedim, yenişemedim soruları... Hep ama hep kendime yüklenmeyi...

İlk çakma ebeveynlik deneyimimin kardeşimle olmasındaki sakatlığı farketmemiz çok yıl aldı, her birimizde tuhaf izler bıraktı. Arasına çok sohbet,  çok seans sıkıştırdı. Onun tabiriyle onun "esas kadın"ı oldum ben, o da benim "gözümü kırpmadan"ım oldu... İyi gelmez olur mu, ömür boyu yan yana yürüyecek en güzel yol arkadaşlığı kuruldu aramızda. Ama benim her şeyi ondan daha çok bildiğim, her şeye karşı ondan daha dayanıklı ve daha güçlü olduğum yanılsamasından aymamız zaman aldı... İkimizin de bileklerine haddinden fazla yükler bindi...

Bu defa, böyle olmamasını diliyorum. Çocuğuma, çocuklarıma taşıyamayacakları yükleri verip onları vaktinden erken büyütmemeyi diliyorum. Kendime de daha az yüklenmeyi diliyorum...

Her şeyi bilemem, her şeye yetişemem, her ağlamayı dindiremem ve evet her zaman gülümseyemem...Her zaman herkese iyi gelemem... 

İncinebilirim çok kolay, hiç tahmin etmeyeceklerim kırabilir beni, ağlayabilirim ve bir omza çok ihtiyaç duyabilirim... Yardım için el kaldırabilirim. Yardım almadan kendi kendine kalkmanın çok da güzel bir şey olmadığını biliyorum artık...

Bu yıl ya da bu yaş bir dönüm noktasıysa, gerçekten varsa böyle şeyler ve yerler; ben bu defa önce kendime sonra etrafımdakilere iyi gelmek istiyorum, içlerini görmelerine yardım ederek, kendilerini duymalarına eşlik ederek..."Neden buradayım" sorusunun cevabın benim için buralarda olduğunu seziyorum.. 

Koçlukla ilgili her şey bu yüzden iyi geliyor belki bana, "Tüm vücut dilinde gördüklerimi sen de görebiliyor musun?" demek istiyorum. Hayal kurarken, şikayet ederken, engellere takılı hissederken "şimdi, tam da şu an ne hissediyorsun?" demek istiyorum, karşımdaki kocaman gülümserken ya da kızarmış gözlerine engel olamazken....

Çocuğuma, benim çocukluğumdan yükler bindirmeden, el ve ayak bileklerini incitmeden, "çok güçlü" ve "çok başarılı" olmayı değil "kendine yakın" ve "mutlu" olabilmeyi yücelterek..."Neyi farklı yaparsa çok güzel hissedeceğini" bulmasına yardım ederek...

Bu defa, daha güzel "hayır" diyebilmek istiyorum hayatımda bana iyi gelmeyen her şeye...

Yorumlar